SİVAS DİVRİĞİ

Sivas merkezden yola çıkan aracımız yaklaşık 3 saatlik bir otobüs yolculuğu sonucunda Divriği’nin doğal güzellikleriyle bizi karşılaştırıyor.Divriğiye girişimizde bizi bu denli etkileyen bu doğal güzellik karşısında hepimiz hayran kalmıştık…

Bu doğal güzelliklere hayranlıklarımız devam ederken yolun sonunda bizi bekleyen tarihi güzelliğe yaklaştıkça heyecanımız doruk noktaya ulaşıyordu…

Ve hepimizin heyecanla beklediği an gelmiş…

Dünyada hiçbir taşın bu denli eşsiz bir araya geldiği bir yapıtın olmadığı o muhteşem eser karşımızda bizi karşılıyordu.Gezdikçe bizi kendine hayran bırakan bu eserin ilk olarak darüşşifasını gezmeye başladık…

O tarihte yapılan tedavileri,insana verilen önemi öğrendikçe esere ve bu baş yapıtın mimarına olan hayranlığımız iyice arttıyordu. Darüşşifadan sonra kapılara doğru yöneldiğimizde ise bizi karşılayan o eşsiz taş  işlemeleri karşısında ağzımız açık kalıyordu…Günün belirli vakitlerinde ortaya çıkan gölgeler hakkında aldığımız bilgiler,gördüğümüz bu muhteşem baş yapıt bizi kendine hayran bırakmıştı…

Ve kafamızı camiden sağa tarafa çevirdiğimizde yıllara meydan okuyan Divriği Kalesi ile karşı karşıya geliyorduk…Yıllara meydan okuyan bu yapıtlar karşısında büyülenmiştik…

Ve artık gezimiz bitmişti.Hep duyardık o muhteşem yapıtın kesinlikle gezilip görülmesi gerektiğini…Ben gezdim,gördüm,öğrendim…JJ
‘’Çok yol var gidilmesi gereken,yapılacak çok iş,gökyüzüne bakıp kurulan çok hayal var gerçekleşecek… ‘’J J J

Yazar: Dilek ÇINAR

Kışın Getirdiği Güzellikler

Puslu, soğuk havayı severim en çok, dışarıda yağmur, fırtına varken sıcacık evinde yatağında sokağı seyretmek ne güzeldir.

Yağmurun saçaklardan süzülüşünde hayaller kurarsın. Ve yazın kendisinden saklandığımız terleten,

bunaltan güneş kış gelipde arada bir gösterdiğinde yüzünü ne büyük nimet olur o zaman.

Akşam olup ta okuldan dönerken otobüste yazın aksine güneşin en güzel vurduğu cama dayarsın başını.

Nasılda ısıtır o soğuk otobüslerde içimizi. Her yer soğuk yağmurludur.Bazende kar içindedir.

Üşürsün, titrersin soğuk içine kadar işler, ayak parmaklarını hissetmezsin biber gibi yanar soğuktan.

Eve girdiğinde ise sıcacık sobanın başında soğuktan donan, kızaran ellerini ısıtırsın.Soba çatır çatır ne de güzel yanar.

Evde sıcacık bir mercimek çorbası kokusunu çekersin içine. Pazar günleri evde pişen balık, salataya ekmek banarak ellerinle yemek o balığı.

Akşamları portakal, elma, sobanın üstünde kaynayan çay.Keyifli sohbetler arkadaşlıklar ile kahkahalar ısıtır soğuk geceleri.

Daha sıcaktır sohbetler.Sıcak yazın aksine hep bir aradadır ısınmak için tüm aile

Ne güzeldir kış akşamları...

Valla herşey çocukken ve tabi öğrencilik yıllarında tatlıydı galiba.Aslında sorumlulukların omuzlarımıza binmesinden hemen öncesine kadar kışı ile yazı ile ,

yagmuru ile karı ile her şey ayrı bir zevk verirdi bize. Ama şimdi...

Yine de o tatlı şeyler hayatımızın bir yanında . Tamamen kaybetmedik yani. Yeter ki değerini bilelim tamamen kaybetmeyelim :)

Yazar: Nazlıgül BÖLÜKBAŞI